Midilli gezilecek yerler, güzel ve popüler mekanlar ve tarihini yazdım.Mytilene, Molivos, Petra ve Plomari, Midilli'de gezilecek yerler listesinde ilk sırada.
Midilli hakkında araştırma yaparken karşınıza çıkacak ilk bilgi, adanın asıl adının Lesbos ya da Lesvos olduğu.Midilli ise, Dikili'ye bakan büyük bir liman köyü ve adanın başkenti.
Midilli'de Bir Dağ Köyü |
Midilli hakkında araştırma yaparken karşınıza çıkacak ilk bilgi, adanın asıl adının Lesbos ya da Lesvos olduğu.Midilli ise, Dikili'ye bakan büyük bir liman köyü ve adanın başkenti.
Ada hakkındaki popüler bilgilerden bir
diğeri ise, lezbiyen olduğu tahmin edilen şair Sappho’nun burada yaşadığı ve
lezbiyen kelimesinin de “Lesbos” dan türemiş olduğudur.Hatta bu konu, Midilli
için turistik bir hikaye haline getirilmiş, Sappho’nun yaşadığı köy ve civarına
acılan tesisler, dünyanın pek çok yerinden lezbiyenleri çekmeye başlamış.Turizmin önemli gelir kaynağı olan her yerde benzer
hikayeler, efsaneler duymak mümkün.
Ama işin aslına gelecek olursak;
Midilli’nin
mitolojide önemli bir yeri olduğunu görüyoruz.Mitoloji üzerine yaptığım araştırmalardan edindiğim bilgilere göre*;
Midilli'nin Mitolojik Geçmişi:
Midilli’ye adını veren
Lapithes’in oğlu ,kahraman Lesbos’dur.Lesbos, tanrıların emirleri ile
Midilli’ye gelir ve buradaki kralın kızı Methymna ile evlenir.Lesbos kral olup
adaya kendi adını,büyük şehirlerinden birine de karısının adını verir.
Bir diğer efsane ise; adaya göç eden Amazon kraliçesi ve tanrıça olan
Myrina’nın başkent Mytilene’yi
kurduğudur.
Günümüzdeki adını başkenti Mytilene’ye borçlu olan Lesbos
Adası, aynı zamanda MÖ 7.-6. yy.larda iki önemli şair yetiştirmiştir.Alkaios ve
Sappho. Bu iki şair, yeni yeni keşfettikleri duygulardan, benliklerinden ,
sevdiklerinden, sevmediklerinden vb… söz ederek şiirde çığır açmışlardır.Sappho
ise, Batı şairleri arasında aşkı anlatan ilk şairdir.Aphorodite’ye yazdığı
efsanevi aşk şiiri ve diğer şiirlerinde de kadınlardan söz etmesi, Sappho’nun
sevici olduğu ihtimalini düşündürmüştür. Gerçek tam olarak bilinmese de ,
Sappho’nun günümüz şairlerine ışık tutan, dahi bir kahraman olduğu
aşikar.
Midilli’ye Nasıl Gidilir?
Ayvalık’tan her gün karşılıklı feribot seferleri yapılıyor.
Birkaç feribot firması var, ben Tur-Yol’u tercih ettim.Biletimi, firmanın web sitesinden satın aldım.Araçlı ya da araçsız
seyahat etmek mümkün.Firmalar, yarım saat arayla limana vardıkları için
pasaport kontrolü kalabalık oluyor.Liman çıkışında pek çok araç ve
motorsiklet kiralama ofisi bulunuyor.Araç olmaksızın adada ulaşım zor. Biz
aracımızı, limanın çaprazındaki
Sotiris’den kiraladık.Sotiris,
Samsun’dan eşi ise Trabzon’dan göç etmiş.Çat pat Türkçe konuşuyorlar, sıcakkanlı bir çift.Fiyatlar aracın özelliklerine göre 35-45 EUR arasında değişiyor.
Ulaşım için bir diğer seçenek, Küçükkuyu- Molivos hattını kullanmak.Adada
araç kullanmamak için bu hat tercih edilebilir.Molivos ve çok yakın olan
Petra’da zaman geçirebilecek pek çok mekan ve plaj bulunuyor.Özellikle zamanı
kısıtlı olanların düşünebileceği bir seçenek.
Midilli’de Nerede Kalınır?
Turistlerin genellikle tercih ettiği konaklama merkezleri
Petra ve Molivos’da. Bu bölge nispeten canlı, kalabalık.Gece çıkıp
eğlenebileceğiz pek çok mekan yanı sıra plajlar, restoranlar ve hediyelik eşya dükkanları ile dolu.Benim
tercihim her zaman daha az popüler yerlerden yana.Adada köyler arası mesafeler
uzak olsa da araç kiraladığımız için mesafeyi sorun etmiyoruz.Midilli'de iki iç deniz var. Biz, küçük iç denizin
kenarında, zeytinliklerin içinde muhteşem bir bahçeye sahip olan Gera’a Olive Grove‘da karar kılıyoruz. Merkeze yaklaşık 20 dk sürüş mesafesindeki tesis, gürültüden
uzak, doğa ile iç içe.
Gera’s Olive Grove ’in Hikayesi
Gera's Olive Grove |
Otelin sahibi bayan Sophia, bizi kapıda Türkçe konuşarak
karşılıyor.Öyle güzel Türkçe konuşuyor ki, hikayesini merak ediyorum.Bir sabah, elleri
ile hazırladığı enfes kahvaltı sırasında, ilginç hikayesini de tatlı tatlı
anlatıyor.Sophia, İstanbul doğumlu.Dokuz yaşına dek Yeniköy’de yaşıyorlar. Atina’ya
göç ederlerken, Türk dadılarını da beraber götürüyorlar.Türk dadı, tam yirmi iki yıl yaşıyor onlarla.Beraber oruç bile tutardık diye anlatıyor.Türkçe’yi, Türk
geleneklerini ve yemeklerini öğretiyor.Hatta bayram sabahı, Bayan Sophia “bayramınız mübarek olsun” sözcükleri ile bayramımızı kutluyor.Mekan, aile
yadigarı.Bayan Sophia, iç mimar olduğu için her konuk odası ayrı bir konsept
ile tasarlamış.Taş döşemeler, ahşap mobilyalar ve kullanılan tüm malzemeler en
iyi kaliteden.Bizim odamızın kapısı, zeytinliklere açılıyor. Avluda oturup
yıldızları izliyoruz. Tesis aynı zamanda çok temiz, kahvaltıdan dönene kadar
oda temizlenmiş, havlular değişmiş oluyor. Kahvaltıda, Bayan Sopfia’nın
tiryakisi olduğu demleme Türk çayı kadar taze kahveleri de mükemmel.Bahçenin
zeytinleri, adanın meyvelerinden yapılan reçeller, adanın balı, sebzeleri,
adanın sütlerinden yapılan peynir çeşitleri ile kahvaltı enfes.Aynı zamanda
gerçek bir hayvan sever olan bayan Sophia’nın sahiplendiği dört sokak köpeği,
bir eskiden ölüme terk edilmiş yarış atı, iki şişman dişi eşek ve birkaç
serseri kedi etrafta dolaşıyor. Geceleri bahçede gezinen tombul kirpi, geveze
baykuş ve utangaç çalıkuşları ise neşemize neşe katıyor.Yine de tesisin en
güzel yanı, önündeki bakir plaj.Biz adayı ve o meşhur plajları gezip gördükten
sonra, otelimizin plajında karar kılıyor ve günlerimizi burada
geçiriyoruz.Zeytin ağaçları altında, içinde minik yengeçlerin, balıkların ve
deniz kabuklarının dans ettiği berrak bir deniz.Duş ve giyinme kabini de
var.Şezlongları ise otelden getiriyoruz. Çoğu zaman plajda bizden başka kimse
olmuyor.Ama gelen olursa kapı açık, çünkü burada deniz herkesin.
Midilli’ye bin kez gelsem, bin kez burada kalırım.Çünkü burası yeryüzündeki cennet…Geras Olive Grove rezervasyon yapmak için buraya tıklayabilirsiniz.
Midilli’ye bin kez gelsem, bin kez burada kalırım.Çünkü burası yeryüzündeki cennet…Geras Olive Grove rezervasyon yapmak için buraya tıklayabilirsiniz.
Midilli'de kalınabilecek diğer oteller için burayı tıklayabilirsiniz.
Midilli Gezilecek Yerler:
Adanın tamamını gezmeye vaktimiz yetmedi.Gezerken
gördüklerimizden öyle etkilendik ki;
tadına vara vara, hikayeleri dinleyerek, oturup birer bira içerek yani
salınarak, durup uzaklara dalarak geçirdik zamanımızı.Sappho’nun yaşadığı köye,
fosil ağaçların olduğu Sigri’ye zaman kalmadı örneğin.Onlar da başka sefere deyip,
gördüklerimi anlatmaya başlayayım…
Taksiarhis Manastırı ve Mantamados:
Bana kalırsa ilk görülmesi gereken yerlerden biri.Mantamados, etrafında keçilerin, ineklerin otladığı, mandıracılıkla uğraşan bir dağ
köyü.Ama köye şöhret kazandıran, barındırdığı Taksiarhis Manastırı.İnanışa göre,
manastırda bir zamanlar kırk rahip yaşıyormuş.Korsanlar manastıra
saldırmış ve o esnada, kuytuda uyuyan Rahip Gabriel dışında tüm rahipleri
öldürmüşler.Gabriel ise, Baş Melek Mikail yani Taksiarhis tarafından kurtarılmış.Rahip Gabriel, ölen arkadaşlarının kanlarının karıştığı kumdan bir heykel yapmış.Mikalin yüzünü sembolize eden bu heykel daha doğrusu Mikail İkonu kilisenin
içinde camlı bir bölmede sergileniyor.Önünde saatlerce dua eden,sevgilerini
sunan onlarca inanan oluyor.Heykelin ilginç bir görünümü var, kimine göre korkunç kimine göre büyüleyici.Yine rivayete göre, Mikail İkonunu nasıl görürsen öylesindir.Yani gördüğün çirkinlikler de güzellikler de kendine aittir.Paskalya dönemi çok daha kalabalık olduğu
söyleniyor.Bizans döneminden kalan kilise çok etkileyici.Kilise girişinde eski bir uçak da dikkatinizi çekecektir.Bu askeri uçağın da ,
manastır yakınlarında düştüğü ancak Mikail’in yardımı ile kimsenin burnunun
bile kanamadığı anlatılıyor.Midilli halkının, Taksiarhis ile derin bir bağı var.Hemen her mekanda Mikail ikonası bulunuyor. Hemen herkes Taksiarhis 'in kolye, yüzük ya da kolyesini taşıyor, O'nun koruyucu olduğuna sarsılmaz bir inanç taşıyorlar.
Manastır bahçesindeki kafe ise, köyün sütünden elde
edilen ballı yoğurt ,peynir tatlıları servis ediyor ve en az kilise kadar
kalabalık.
Petra :
Agios Nikolaos Kilisesi |
Petra, adanın popüler ama şöhretini hak eden
köylerinden.”Kaya” anlamına gelen Petra, köyün tam ortasında bir kaya ve
üzerinde inşa edilmiş kale benzeri mimarisi olan kilise, Agios Nikolaos Kilisesi var. Orijinal taş
basamaklar korunmuş, kiliseye çıkıp adanın manzarasını izlemeli.Köy
içinde, minik kafeler, rengarenk tek
katlı köy evler, avlulardaki çiçekleri ve taş sokaklarda gezinmek de çok
keyifli.
Molivos:
Molivos yine popüler köylerden.Petra’ya çok yakın.Ama çok
daha kalabalık ve daha endüstriyel.Adanın meşhur restoranlarından Octupus ve
Blue Fox gibi mekanlar burada.Biz turistik ve kalabalık olduğunu düşündüğümüz
için Molivos’da fazla zaman geçirmedik.
Agia Paraskevi
Midilli’de ilk gözünüze çarpan,topraktan fışkıran zeytin
ağaçları olacak.Hem de Ayhan Sicimoğlu gibi sarılmak isteyeceğiniz, yaşlı,
bilge ağaçlar bunlar.Hem de her yerdeler, dağlarda, yollarda, denizin
kenarında…Agia Paraskevi’de zeytinyağı üretimi tarihi ve aşamalarının
anlatıldığı minik bir müze bulunuyor.
Ouzo Müzesi
Midilli, ouzonun da doğduğu yer.Bir kaç ouzo üretim tesisi
gezilebiliyor.En ünlüsü ve biz Türk’lerin en çok tercih ettiği Barbayanni
üretim tesisi ve ouzo tarihi müzesi gezilebilir.Meraklısı için, tadım ve satış
da yapılıyor.
Mytilene
Midilli, adaya adını veren meşhur köy.Limana ev sahipliği
yaptığı için oldukça kalabalık, adanın İstanbul’u gibi düşünün.Dağ köylerinde
gördüğünüz temizlik ve düzen yok, mülteci çocukları sokaklarda dileniyor,
mekanlar kalabalık, pahalı, özellikle sahil kısmı bizim Tekirdağ sahillerini
andırıyor.Ama yine de feribot saatini beklerken mecburen vakit geçirmek
gerekiyor. Osmanlı’lardan kalma “Yeni Cami”, merkezdeki “Agios Athanasios Katedrali ", Antakya
Uzun Çarşı’yı andıran kalabalık çarşısı görmeye değer.
Aslında, Midilli'deki her köy, bir diğerinden farklı ruha sahip.Bazılar yüzlerce yıldır popüler, bazıları turistik, bazılarında hala Osmanlı etkilerini, mimarisini görmek mümkün.Bir araca, mesela bir bisiklete, motorsiklete atlayıp gezmelik yerler.Her köyde durup soluklanmalı, her birinde insanların hikayelerini dinlemeli.Köy kahveleri mesken tutulmalı, ihtiyar adalılarla sohbet etmeli... Bir gezgin, gezdiği topraklarda kaybolmalı, keşfetmeli...
Blogdaki diğer Yunan Adaları yazıları ; Thassos için burayı ve Sakız Adası içi burayı tıklamayı ve yazılarımı okumayı unutmayın.
Blogdaki diğer Yunan Adaları yazıları ; Thassos için burayı ve Sakız Adası içi burayı tıklamayı ve yazılarımı okumayı unutmayın.
Midilli’de Ne Yenir?
- “Ada” adını hak edercesine her yerde balık yenilebilir.Barbun ve sardalya başta olmak üzere, taze deniz balıklarını her restoranda, mahalle aralarındaki küçük kafelerde bile bulmak mümkün.Ahtapot, adanın bolca bulunan nimetlerinden.Güneşte kurulmuş, sirke soslu, şarap soslu, ızgara vb…. derken çeşit bol.
- Kalamar, karides gibi kabuklular da hemen her restoranın menüsünde var.
- Ayrıca ada sütlerinden yapılan feta peynirli Greek Salad ( peynirli çoban salata gibi düşünün) çok lezzetli.Sebzeler de, zeytinler de , yağı da kekiği de bölgesel.
- Sebze kızartması pek popüler.Ziyadesiyle anne patatesi ama kabak, kabak köftesi, peynirli kabak çiçeği kızartması, patlıcan ve adanın etli kırmızı biberlerinden yapılan kızartmalarda lezzetli hem de zeytin yağında.
- Yanı sıra, plaki, sarma, fava, cacık gibi tanıdık lezzetler.
- Adada yetişen küçük ve büyük baş hayvanlardan yapılan et yemekleri, çeşitleri.
- Bol bol zeytinyağı, yoğurt ve peynir çeşitleri.
- Seviyorsanız, pastane ürünleri de bol.Pasta, kurabiye, el yapımı dondurma, peynir tatlıları, baklava, kadayıf, grissini, peksimet, ekmek çeşitleri ….
- Çoğu restoranda İngilizce menü ve içerik açıklamaları mevcut.
Midilli Restoran Önerileri
Restoran önermek çok zor.Çünkü belirli bir standart var
,yerel malzemeler kullanılıyor, aynı marka içkiler ve geleneksel yemekler
sunuluyor.Menüler aşağı yukarı aynı.Mekanın turistik olmasına göre fiyatlarda
küçük oynamalar oluyor.Gerçi, EUR -TL kurundan ötürü küçük farklar önemli.Yani
manzarayı dikkate alıp, menüleri inceleyerek,
fiyatları karşılaştırarak , modunuza göre mekan seçmek daha mantıklı
olacaktır.Bloglarda sıklıkla söz edilen birkaç mekana gitme fırsatım oldu, çok
da iyi mekanlardı.Ama sokak arasında, mahallelinin takıldığı basit köy
kahvelerine, esnaf lokantalarını da gittim ve hiç pişmanlık duymadım.Hatta
sonuç çok daha iyiydi.Sizlerle birkaç mekan paylaşacağım ama önerilerime değil
kalbinizin hatta midenizin sesine kulak verin ve Midilli’yi keşfedin.
Midilli Taverna |
The Women’s Cooperative:
Biz Petra’dakine gittik.Hatta Petra’da epey dolaşıp
mekanları gezip buraya karar kıldık.Manzara enfes, hatta terasın denize bakan
masalarında yer bulursanız daha da enfes.Arka sokakta 10 EUR satılan şarap
soslu ahtapot burada 8 EUR idi.Yani fiyatları da görece makul.Kadınların işlettiği,
açık mutfağında harika kokuların birbirine karıştığı, etrafta sevimli
çocukların koşuşturduğu salaş bir mekan.Çarpan balığından yaptıkları çorba
çok lezzetliydi, suyunu kullandıkları haşlanmış balıkları masaya servis
ettiler.Salatası, cacığı, kızartmaları, ahtapotu, mücveri kadar fırın
makarnaları da lezzetliydi.Üç kişi tıka basa ölçülerinde yiyip, hatta yarısını masada bırakıp, 20 cl’lik ouzo ile
taçlandırmak 40 EUR.
Kafeneion o Ermis
Kafenion o Ermis |
Midilli merkezindeki en eski restoran.Yapıldığı yıl
olan 1800 yılındaki bina aynen
korunmuş.Tahta masaları, yer yer kırılmış karo taşları, duvarları süsleyen
tanıdık fotoğrafları, ahşap pervazları ve kel kör çiçekleri ile etkileyici bir
mekan.Menüsü günlük değişiyor. Şarapta ahtapot yanı sıra, peynir dolgulu kabak
çiçeği, kabak köftesi, börülce salatası ve yanında yamuk yumuk kesilmiş anne
patatesleri ile servis edilen anne köfteleri muhteşem.
Panellinon
Adanın en meşhur pastanesi.Bana sorarsanız en güzel yanı
mekanın içi.Şöyle bir gezinip çıkın. Sadece
turistik, hazır dondurmalar ve endüstriyel bir menü.Misafirlerine zengin
seçenekler sunan böyle bir adada, böyle yapay bir kafeye gitmeye gerek yok.Ara
sokaklardaki basit bir kafede oturup, seviyorsanız frappenizi yudumlayın
efendim.
Midilli , keşfedilmeyi bekleyen gizemli bir kadın gibi.
Yıllara meydan okumuş, güçlü Amazon ruhunu hissediyor, bu güç karşısında bir zerre olduğunuzun farkına varıyorsunuz.
Bir ada, biraz zeytin ağacı ve bir durgun deniz bunu hissettiren.
Yıllara meydan okumuş, güçlü Amazon ruhunu hissediyor, bu güç karşısında bir zerre olduğunuzun farkına varıyorsunuz.
Bir ada, biraz zeytin ağacı ve bir durgun deniz bunu hissettiren.
Daha yolumuz uzun, gezecek çok yer görecek çok şey var dedirten.
***Mitolojide Midilli Kaynakça
Mitoloji Sözlüğü/ Azra Erhat
Mavi Yolculuk/ Azra Erhat
Midilli'de Alışveriş
Midilli'de Alışveriş
- Midilli'den ne alırım diye düşünenlere ilk önerim, elbette zeytinyağı olacak.Ada'nın her hücresinden adete fışkıran asırlık zeytinliklerin yağı da muhteşem.Organik sertifikalı ürünler de var ancak sertifikası olmasa bile hiç bir zeytinlikte ilaç kullanılmıyor, doğal ve geleneksel yöntemlerle yağ üretiliyor.Litre fiyatı 5 ile 6 EUR arasında değişiyor.Biz, kaldığımız otelin bahçesinin zeytinlerinden yapılan yağdan aldık, bulabilirseniz bu tür butik üretim yapan üreticilerin yağını kaçırmamanızı öneririm.
- Mandra ürünleri de muhteşem.Özellikle Mantamados'dan alınabilecek peynirler ve kasap sucukları enfes.Keza ada sütlerinden yapılan feta peynirleri de kaçırılmamalı.
- Zeytin, yağ üretimde kullanıldığı için yemeklik zeytin az bulunuyor.Daha çok salamura tüketildiği için lezzeti bizim damak tadımıza uymayabilir.
- Bal, yine ada da doğal olarak üretilen ürünlerden.Kg fiyatı 10 EUR civarında.
- Pastane ürünleri çok tüketiliyor.Ben, peksimetlerini pek beğendim.Bizde yapılan sert, dişin kesemediği peksimetler gibi değil.Dokusu yumuşak, kıtır kıtır.
- Reçel çeşitleri, konserve domates, taze ve kurutulmuş kekik, taze kabak çiçekleri, kantaron çiçekleri, taze ve kuru bakla gibi tanıdık lezzetleri de Türkiye ile benzer fiyatlarda bulabilmek mümkün.
- Alkol konusunda ouzu tüketimi açık ara önce.Sokak aralarında anason kokularını takip edip ouzu üreticilerine rastlayabiliyorsunuz.Çeşit bol, marka çok. Çipuro da bulmak mümkün.
- Bira çeşitleri Yunanistan'ın diğer bölgelerinde olduğu gibi, Fix,Mytos,Alfa. Benim tercihim, lager bira olan Fix'den yana.Bira ve tarihi hakkında detaylı bilgi için burayı tıklayabilirsiniz.
- Reçine şarabı burada da bulunuyor.Ve hala bu şarabı neden içtiklerini anlamış değilim.Şarap konusunda pek başarılı olduklarını söyleyemem.Ama 1,5-2 EUR bandında taze sofralık şarapları , beklentiyi düşük tutarak denenebilir.Şarap hakkında yazdığım araştırma yazılarıma buradan ulaşabilirsiniz.
- Likör, Midilli'de bolca tüketiliyor.Bulabilirseniz, kendi tüketimleri için ürettikleri yaban mersini ve karanfilli likörleri denemelisiniz.Alkol oranı yüksek lakin lezzeti mükemmel.Evde likör yapmak isteyenler burayı tıklayabilir.Likör yapımı basit ama emek ve zaman isteyen bir içecek.
- Marketlerde ve free shopda mastik likörü ve nar likörü bulmak da mümkün.
Kıfayet alışverişi konusunda ümitli olmayın.Midilli halkı da günü birlik turlarla Ayvalık'a gidip, kıyafet alışverişini Türkiye'den yapıyor.Ancak Yunan kadınları, makyaj ve güzellik ürünlerine meraklı olduğu için özellikle organik içerikli kremler vs... bulmak mümkün.
Midilli'den Görüntüler
Petra, kayadan şehrin görünüşü |
Petra Manzara |
Agios Thedoros Manastırı |
Midilli'de bakir plajlardan |
.
Midilli'ye çok gitmek istiyorum ama açıkçası vize ücretleri yüzünden vazgeçiyorum.
YanıtlaSilÇok haklısınız. Bu durumda uzun süreli vize alabilmek avantajlı oluyor.
Sil"Blogum Harika" etkinliği ile siz de blogunuzla kazanmaya aday olun. Web sitenizi tanıtın, promosyon ödüller kazanın. Sponsorlarımızın desteği ile bloglar arası etkinlik yarışmamızı 2020 yılı sonuna kadar düzenliyoruz; şimdi siz de harika bloglar dünyasına katılın, yeni yıla ödülle girip markalaşın.
YanıtlaSilWeb: http://www.blogumharika.com
Mail: iletisim@blogumharika.com